Ankara Kira Avukatı

Kira hukuku alanında ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümü, deneyimli ve uzman bir Ankara Kira Avukatı tarafından yürütülmesi gereken karmaşık bir süreçtir. Kira ilişkilerini düzenleyen kanunlar ve mevzuat, hem kiracılar hem de kiraya verenler için karmaşık hükümler içermektedir. Başkent Ankara’da konut ve işyeri kiralamalarının yoğunluğu ve çeşitliliği göz önüne alındığında, bu alanda uzmanlaşmış bir avukatla çalışmak, kira anlaşmazlıklarınızın çözümünde büyük avantaj sağlayacaktır.

Ankara Kira Avukatı, tahliye davaları, kira tespit davaları, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davaları ve diğer kira uyuşmazlıklarında müvekkillerini temsil eder, hukuki stratejiler geliştirir ve haklarının korunmasını sağlar. Kira hukukunun kendine özgü usul ve esasları, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu gibi temel kanunlardaki düzenlemeler ile Yargıtay içtihatlarındaki sürekli değişimler, bu alanda uzmanlaşmış bir hukuki danışmanlığı zorunlu kılmaktadır. Bu yazıda, Ankara kira avukatlığı hizmetleri, kira davalarının türleri, hukuki stratejiler ve kira uyuşmazlıklarının çözüm süreçlerine dair kapsamlı bilgiler sunuyoruz.

Önemli Bilgi: Kira hukukunda tarafların hakları ve yükümlülükleri kanunla sıkı şekilde düzenlenmiştir. Bu alanda yaşanan uyuşmazlıkların çözümü için alanında uzman bir kira avukatından destek almak büyük önem taşımaktadır. Yasal süreçlerin karmaşıklığı ve olası sonuçların ekonomik etkisi düşünüldüğünde, profesyonel destek almamak ciddi hak kayıplarına yol açabilir.

Ankara Kira Avukat Hizmetleri

Kira Davalarında Profesyonel Temsil

Kira avukatı, tarafların haklarını savunmak ve adil bir çözüme ulaşmak için geniş kapsamlı hizmetler sunar. Bir Ankara Kira Avukatı, kira sözleşmelerinin hazırlanması ve incelenmesinden başlayarak, kiracı ve kiraya veren arasındaki uyuşmazlıkların her aşamasında müvekkilini detaylı şekilde bilgilendirir ve yönlendirir. Tahliye davalarında müvekkilini etkili şekilde temsil eder, kira bedelinin tespiti davalarında gerekli değerlendirmeleri yapar ve savunma stratejisini oluşturur. Kira alacaklarının tahsili için gerekli hukuki işlemleri başlatır, ihtarname ve ihtarların usulüne uygun hazırlanmasını sağlar. Ankara’daki gayrimenkul piyasasını ve yerel mahkemelerin kira davalarındaki yaklaşımını bilen bir kira avukatı, müvekkiline stratejik avantaj sağlayacaktır.

Kira Davalarında Hukuki Stratejiler

Her kira davası kendine özgü özellikler taşır ve başarılı bir sonuç için özel stratejiler gerektirir. Deneyimli bir Ankara Kira Avukatı, dava dosyasını en ince ayrıntısına kadar inceleyerek kira sözleşmesinin hükümlerini, tarafların yükümlülüklerini ve haklarını titizlikle değerlendirir. Kira hukukuna ilişkin güncel mevzuatı ve emsal kararları analiz eden avukat, müvekkilin lehine olan delilleri öne çıkarır. Savunma stratejisi oluşturulurken, kira mevzuatındaki özel hükümler, zamanaşımı süreleri ve usuli gereklilikler dikkate alınır. Özellikle Ankara’daki Yargıtay’ın kira hukukuna ilişkin içtihatlarına hakim olan bir kira avukatı, bu bilgi birikimini müvekkilinin yararına kullanabilir. Her dava için kişiselleştirilmiş bir hukuki strateji geliştirmek, başarılı sonuç almada kritik öneme sahiptir.

Kira Uyuşmazlıklarında İzlenen Aşamalar

Kira uyuşmazlıklarının çözüm süreci genellikle birkaç temel aşamadan oluşur. İlk olarak, uyuşmazlığın dostane yollarla çözümü için girişimlerde bulunulur. Bu aşamada taraflar arasında müzakereler yürütülür ve uzlaşma imkanları değerlendirilir. İkinci aşamada, dostane çözüm sağlanamazsa, hukuki süreç başlatılır. Dava açılmadan önce gerekli ihtarnameler gönderilir ve yasal süreler beklenir. Üçüncü aşamada, dava dilekçesi hazırlanır ve mahkemeye sunulur. Dördüncü aşamada, duruşmalar gerçekleştirilir, deliller toplanır ve değerlendirilir. Son aşamada, mahkeme kararının verilmesi ve kararın uygulanması sağlanır. Ankara Kira Avukatı, tüm bu aşamalarda müvekkilini yönlendirir, bilgilendirir ve haklarını savunur. Ankara’daki mahkemelerin ve icra dairelerinin işleyişine hakim olmak, uyuşmazlık çözüm sürecinin daha etkili yönetilmesini sağlar.

Kira uyuşmazlıklarında avukatın rolü sadece mahkeme salonuyla sınırlı değildir. Dava öncesi hazırlık aşamasında yapılan çalışmalar, sonucun başarısı için belirleyici olabilir. Kira sözleşmesinin incelenmesi, delillerin toplanması, ihtarnamelerin usulüne uygun hazırlanması, yerel bilirkişilerle iletişim kurulması ve emsal kararların araştırılması gibi işlemler, kira avukatının titizlikle yürüttüğü çalışmalardır. Ayrıca, icra takiplerinin başlatılması, tahliyenin gerçekleştirilmesi veya önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması da avukatın önemli görevleri arasındadır.

Kira Davaları Türleri ve Hukuki Yaklaşımlar

Kira Davalarının Temel Sınıflandırması

Aşağıdaki tablo, kira hukukunda karşılaşılan temel dava türlerini, bu davaların özelliklerini ve her tür için genel hukuki yaklaşımları göstermektedir. Bu bilgiler, kira uyuşmazlığında karşılaşabileceğiniz dava türleri hakkında genel bir çerçeve sunmaktadır.

Dava Türü Özellikler Hukuki Yaklaşım
Kira Bedeli Tespit Davası Kira bedelinin yeniden belirlenmesi amacıyla açılan davalar Rayiç bedel tespiti, emsal kira bedelleri, enflasyon oranları, ÜFE/TÜFE artışları
Tahliye Davaları (Kira Borcundan Dolayı) Kiracının kira bedelini ödememesi nedeniyle açılan davalar İhtarname gönderilmesi, yasal süreler, kira borcu ispatı, icra takibi
Tahliye Davaları (İhtiyaçtan Dolayı) Malikin konutu kendisi, eşi, çocukları veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler için kullanma ihtiyacı İhtiyacın gerçekliği ve samimiyeti, yasal bekleme süreleri, kira sözleşmesinin süresi
Tahliye Davaları (Yeniden İnşa/Onarım) Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla açılan davalar İmar planları, resmi izinler, teknik raporlar, zaruret durumu
Kira Alacağı Davaları Ödenmemiş kira bedelleri ve diğer alacaklar için açılan davalar Alacak miktarının ispatı, faiz hesaplamaları, zamanaşımı süreleri
Kiralananın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan Davalar Kiralananın kullanıma elverişli olmaması veya ayıplı olması nedeniyle açılan davalar Ayıbın ispatı, kiracının hakları, kira indirimi, onarım yükümlülüğü
Kira Sözleşmesinin Feshi Davaları Sözleşme şartlarının ihlali nedeniyle açılan fesih davaları Fesih şartlarının ispatı, ihlallerin belgelenmesi, ihtarnameler
Kiralananın İadesi ve Tazminat Davaları Kiralananın hasarlı iadesi veya geç teslimi nedeniyle açılan davalar Hasar tespiti, normal aşınma sınırları, tazminat hesaplamaları, kiracının sorumluluğu

Her dava türü için hukuki yaklaşımlar davanın özel koşullarına göre değişiklik gösterebilir. Deneyimli bir kira avukatı, davanın detaylarını inceleyerek en etkili hukuki stratejiyi belirleyecektir.

Kira Davalarında Deliller ve Değerlendirme

Aşağıdaki tablo, kira davalarında karşılaşılan delil türlerini, bu delillerin özelliklerini ve değerlendirme kriterlerini göstermektedir. Delillerin niteliği ve sunumu, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilecek faktörlerdir.

Delil Türü Özellikleri Değerlendirme Kriterleri
Kira Sözleşmesi Taraflar arasındaki kira ilişkisini düzenleyen yazılı anlaşma İmzaların geçerliliği, sözleşme şartları, sözleşme tarihi, süresi, özel hükümler
Kira Ödeme Belgeleri Kira bedelinin ödendiğini gösteren makbuz, dekont vb. Ödeme tarihi, miktarı, düzenlilik, ispat gücü, imzalar
İhtarnameler ve Tebligatlar Tarafların birbirlerine gönderdikleri resmi uyarılar Tebliğ tarihi, içerik, şekil şartları, sürelere uygunluk
Tespit Tutanakları Tahliye, hasar tespiti gibi durumlarda düzenlenen belgeler Düzenlenme usulü, içerik, tarih, imzalar, detay düzeyi
Bilirkişi Raporları Kira bedeli tespiti, hasar değerlendirmesi gibi konularda uzman görüşü Bilirkişinin uzmanlığı, raporun detayı, hesaplama yöntemi, değerlendirme kriterleri
Tanık Beyanları Kira ilişkisi hakkında bilgi sahibi üçüncü kişilerin ifadeleri Tanığın tarafsızlığı, bilgi düzeyi, ifade tutarlılığı, diğer delillerle uyumu

Kira davalarında delillerin eksiksiz ve zamanında sunulması büyük önem taşır. Özellikle yazılı delillerin mahkemeye ibrazı ve usulüne uygun şekilde değerlendirilmesi, davanın başarısını doğrudan etkiler.

Kira davalarında delillerin niteliği ve sunulma biçimi, davanın sonucunu belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Tecrübeli bir Ankara Kira Avukatı, delillerin toplanması, düzenlenmesi ve mahkemeye sunulmasında stratejik bir yaklaşım benimser. Özellikle kira sözleşmesinin yorumlanması, ödeme belgelerinin kronolojik düzenlenmesi, ihtarnamelerin içerik ve tebliğ koşullarının değerlendirilmesi gibi konular, savunma stratejisinin önemli unsurlarıdır. Ankara’daki gayrimenkul piyasasına ve yerel bilirkişilere hakim olan bir kira avukatı, özellikle kira bedeli tespit davalarında müvekkilinin lehine raporlar alınmasını sağlayabilir. Emsal kira bedellerinin tespiti, bölgesel farklılıkların değerlendirilmesi ve gayrimenkul değerleme yöntemlerinin uygulanması konularında yerel bilgi ve deneyim, davadaki başarı şansını artırır.

Kira Hukukunun Temel İlkeleri

Ankara kira avukatları, hukuki stratejilerini oluştururken kira hukukunun temel ilkelerini göz önünde bulundurur. Bu ilkeler, kira ilişkisinin sağlıklı yürütülmesinin temelini oluşturur ve her davada dikkate alınması gereken hukuki çerçeveyi belirler. Sözleşme serbestisi ilkesi, tarafların kira sözleşmesinin içeriğini kanunun emredici hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla serbestçe belirleyebileceklerini ifade eder. Ancak bu serbestlik, kiracıyı koruyan emredici hükümlerle sınırlandırılmıştır.

Kiracının korunması ilkesi, kira mevzuatının en temel ilkelerinden biridir. Bu ilke, kiracının ekonomik olarak daha zayıf durumda olduğu varsayımına dayanarak, kiracı lehine birtakım koruyucu hükümler içerir. Kira sözleşmesinin devamı ilkesi, kiracının sözleşmenin devamını talep etme hakkını güvence altına alır ve kiraya verenin sözleşmeyi feshetme yetkisini sınırlandırır. Dürüstlük kuralı, kira ilişkisinde tarafların birbirlerine karşı dürüst davranma, bilgi verme ve özen gösterme yükümlülüğünü ifade eder.

Bir Ankara Kira Avukatı, bu ilkelerin uygulanmasını dikkatle takip eder ve herhangi bir ihlal durumunda bunu davada öne çıkarır. Örneğin, kiraya verenin kiracıyı tahliye etmek için sahte ihtiyaç beyanında bulunması durumunda dürüstlük kuralına aykırılık iddiasıyla dava açabilir, kira artış oranının kanuni sınırları aşması halinde kiracının korunması ilkesine dayanarak itiraz edebilir veya kira sözleşmesinin haksız feshi durumunda sözleşmenin devamını talep edebilir. Bu ilkelerin etkin şekilde savunmaya dahil edilmesi, müvekkilin haklarının korunması ve adil bir sonuca ulaşılması açısından büyük önem taşır.

Dikkat: Kira davalarında hukuki strateji belirlenirken bu temel ilkelerin göz önünde bulundurulması şarttır. Özellikle kira sözleşmesinin yorumlanması, kira artış oranlarının değerlendirilmesi ve tahliye sebeplerinin incelenmesi sırasında, kira hukukunun temel ilkeleri ve emredici hükümleri mutlaka dikkate alınmalıdır. Mevzuattaki değişiklikler ve Yargıtay içtihatlarındaki gelişmeler sürekli takip edilmelidir.

Uyuşmazlık Çözümünde Kira Avukatının Önemi

Kira uyuşmazlıklarının çözümü, ilgili mevzuatın karmaşıklığı ve teknik detaylar nedeniyle uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Bu aşamada alınan hukuki destek, uyuşmazlığın sonucunu doğrudan etkileyebilir. Kira sözleşmesinin hazırlanması ve incelenmesi aşamasında avukat desteği, ileride ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların önlenmesini sağlar. Uyuşmazlık başladığında bir Ankara Kira Avukatı‘nın varlığı, tarafların haklarının korunmasını ve yasal süreçlerin doğru işletilmesini sağlar.

İhtarname ve tebligat süreçlerinin usulüne uygun yürütülmesi, kira davalarında başarı için kritik öneme sahiptir. Yasal sürelere uyulmaması veya şekil şartlarına riayet edilmemesi, davada hak kaybına yol açabilir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin değerlendirilmesi, uzun ve masraflı bir yargılama sürecinden kaçınmak isteyen müvekkiller için önemli bir seçenektir. Arabuluculuk veya uzlaşma gibi yöntemlerle tarafların karşılıklı kabul edebileceği bir çözüm bulunması, zaman ve kaynak tasarrufu sağlar.

Uyuşmazlık çözümünde Ankara kira avukatı, müvekkilini sadece hukuki süreçler hakkında bilgilendirmekle kalmaz, aynı zamanda ekonomik ve pratik açıdan da yönlendirir. Kira bedelinin tespiti, kira artış oranlarının hesaplanması, tahliye sürecinin planlanması veya depozitonun iadesi gibi konularda verilen danışmanlık, müvekkilin daha bilinçli kararlar almasını sağlar. Ayrıca, dava sürecinde gerekli delillerin toplanması, bilirkişi incelemelerinin takibi ve karşı tarafın iddialarına karşı etkili cevapların hazırlanması, avukatın yerine getirdiği önemli görevlerdir.

Ankara başkent olması ve gayrimenkul piyasasının dinamik yapısı sebebiyle, özellikle karmaşık kira uyuşmazlıklarında veya ticari kiralamalardan kaynaklanan anlaşmazlıklarda, yerel deneyime sahip bir Ankara Kira Avukatı ile çalışmak ayrıca önem kazanır. Yerel emlak piyasasına hakim olmak, bölgesel kira bedeli farklılıklarını bilmek ve Ankara’daki mahkemelerin kira davalarındaki yaklaşımlarını tanımak, uyuşmazlığın çözümünde stratejik avantaj sağlar.

Kanun Yolları ve İtiraz Süreci

Kira davalarında verilen kararlara karşı başvurulabilecek kanun yolları, kararın niteliğine ve davanın değerine göre değişiklik gösterir. Bu süreçte Ankara Kira Avukatı‘nın rolü, karardaki maddi ve hukuki hataları tespit etmek, mevzuat ve içtihatlara uygun bir dilekçe hazırlamak ve süreci yakından takip ederek müvekkilin haklarını korumaktır. Ankara yüksek mahkemelerin bulunduğu şehir olması, istinaf ve temyiz süreçlerinin takibinde coğrafi bir avantaj sağlar.

Aşağıdaki tablo, kira davalarında başvurulabilecek kanun yollarını, başvuru sürelerini, inceleme makamlarını ve özelliklerini göstermektedir. Bu bilgiler, mahkeme kararlarına karşı hangi yollara başvurabileceğinizi anlamanıza yardımcı olacaktır.

Kanun Yolu Başvuru Süresi İnceleme Mercii Özellikler
İstinaf 2 hafta (Kararın tebliğinden itibaren) Bölge Adliye Mahkemesi Maddi ve hukuki denetim yapılır, dava belli bir parasal değerin üzerindeyse başvurulabilir
Temyiz 2 hafta (İstinaf kararının tebliğinden itibaren) Yargıtay Sadece hukuki denetim yapılır, belli bir parasal değerin üzerindeki davalar için geçerlidir
İtiraz 1 hafta (Kararın tebliğinden itibaren) Kararı veren mahkeme veya bir üst mahkeme Sulh hukuk mahkemelerinin bazı kararlarına karşı başvurulabilir
Karar Düzeltme 2 hafta (Karar tebliğinden itibaren) Kararı veren mahkeme Yazım ve hesap hataları için başvurulur, esası etkilemez

Kanun yollarına başvuru süreleri kesin olup, bu sürelerin kaçırılması halinde kararlar kesinleşir. Bu nedenle, mahkeme kararlarına karşı kanun yollarına başvuru konusunda bir avukatın danışmanlığı önemlidir.

İstinaf kanun yolu, ilk derece mahkemelerinin kararlarına karşı Bölge Adliye Mahkemelerine yapılan başvurudur. Bu aşamada hem maddi hem de hukuki denetim yapılır ve gerektiğinde yeniden yargılama gerçekleştirilir. İstinaf başvurusunun hazırlanması, karardaki maddi ve hukuki hataların net şekilde ortaya konulmasını, gerekçelerin güçlü ve ikna edici olmasını gerektirir. Deneyimli bir Ankara kira avukatı, istinaf dilekçesini hazırlarken, Bölge Adliye Mahkemesi’nin önceki kararlarını ve benzer davalardaki içtihatları dikkate alır.

Temyiz kanun yolu ise, istinaf incelemesinden geçen kararların Yargıtay tarafından hukuki açıdan denetlenmesini sağlar. Temyiz incelemesi dosya üzerinden yapılır ve genellikle duruşma açılmaz. Temyiz dilekçesinde, kararın hukuka aykırılığının açık ve net şekilde ortaya konulması, ilgili mevzuat ve Yargıtay içtihatlarına atıf yapılması büyük önem taşır. Ankara Kira Avukatı, Yargıtay’ın güncel içtihatlarını ve yaklaşımlarını takip ederek, temyiz başvurusunun başarı şansını artırır.

Kira hukukunda Yargıtay içtihatları özel bir öneme sahiptir. Mevzuattaki boşluklar ve yoruma açık hükümlerin uygulanması konusunda Yargıtay kararları yol gösterici olmaktadır. Özellikle kira bedelinin tespiti, tahliye şartları, kiralananın kullanımı ve kiracının sözleşmeyi devam ettirme hakkı gibi konularda Yargıtay’ın yerleşik içtihatları bulunmaktadır. Ankara’da faaliyet gösteren ve Yargıtay’ın kira hukukuna ilişkin güncel içtihatlarına hakim olan bir kira avukatı, bu bilgi birikimini müvekkilinin lehine kullanarak, kanun yollarında başarı şansını artırabilir.

Sıkça Sorulan Sorular


Türk Borçlar Kanunu’na göre kira sözleşmelerinin geçerliliği için yazılı şekil şartı aranmamaktadır. Sözlü olarak yapılan kira sözleşmeleri de hukuken geçerlidir. Ancak uygulamada ispat kolaylığı ve tarafların haklarının güvence altına alınması açısından kira sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması önemle tavsiye edilmektedir.

Yazılı sözleşme, kira bedeli, kira süresi, kiracı ve kiraya verenin hak ve yükümlülükleri gibi konularda net bir çerçeve çizer ve ileride doğabilecek uyuşmazlıklarda ispat aracı olarak kullanılır. Özellikle kira bedeli artışları, tahliye şartları, depozitonun iadesi gibi sıklıkla uyuşmazlık konusu olan hususların yazılı sözleşmede açıkça belirtilmesi, tarafların haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Yazılı bir sözleşme olmasa bile fiili kira ilişkisinin varlığı, kira bedeli ödemeleri, tanık beyanları gibi delillerle ispat edilebilir, ancak bu durum uyuşmazlık halinde taraflar için ekstra zorluk ve belirsizlik yaratır.


Kira artış oranı, öncelikle taraflar arasındaki kira sözleşmesinde belirlenen hükümlere göre uygulanır. Ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesi gereğince, sözleşmede kararlaştırılan yıllık artış oranı, bir önceki kira yılının Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) artış oranını geçemez.

7 Nisan 2022 tarihinden itibaren, kira artış oranı hesaplamasında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranı esas alınmaya başlanmıştır. Yani artık kira artış oranı, bir önceki kira döneminin sonundan bir önceki aya göre TÜFE’deki 12 aylık ortalama değişim oranını geçemez.

Ayrıca, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde kira artışlarını sınırlandırmak amacıyla çeşitli düzenlemeler yapılabilmektedir. Örneğin, 2022-2023 yıllarında kira artış oranının belirli bir tavan değeri aşmaması yönünde düzenlemeler getirilmiştir.

Kira artış oranının belirlenmesinde güncel yasal düzenlemeleri takip etmek ve doğru endeks verilerini kullanmak önemlidir. Ankara Kira Avukatı, kira artış oranlarının hesaplanmasında, yasal sınırların aşılıp aşılmadığının denetlenmesinde ve fazla ödenen kira bedellerinin iadesinin talep edilmesinde müvekkillerine hukuki destek sağlar. Özellikle ticari kira sözleşmelerinde veya yabancı para cinsinden belirlenen kira bedellerinde farklı kurallar uygulanabilir, bu durumlarda bir avukatın danışmanlığı daha da önemli hale gelmektedir.


Türk Borçlar Kanunu’nun 322. maddesine göre, kiracı, kiraya verenin yazılı rızası olmadıkça kiralananı başkasına kiralayamaz, kullanım hakkını devredemez veya alt kiraya veremez. Konut ve çatılı işyeri kiraları söz konusu olduğunda, kiraya veren, haklı sebep olmadıkça bu izni vermekten kaçınamaz.

Haklı sebep olarak değerlendirilebilecek durumlar arasında alt kiracının kişisel özellikleri (örneğin güvenilirlik, ödeme gücü), kiralananın kullanım amacının değiştirilmesi, binanın yapısı veya özelliklerine zarar verilme riski gibi faktörler sayılabilir.

Kira sözleşmesinde alt kira yasağı varsa ve kiracı buna rağmen kiralananı başkasına kiralarsa, bu durum kira sözleşmesinin feshi için haklı sebep oluşturabilir. Kiraya veren, kiracıya yazılı bir ihtar göndererek sözleşmeye aykırılığın giderilmesini talep edebilir, bu ihtara rağmen aykırılık devam ederse sözleşmeyi feshedebilir. Ankara Kira Avukatı, hem kiracılar hem de kiraya verenler için alt kira ilişkisinden doğan hakların korunması ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda hukuki danışmanlık sağlayabilir. Alt kira sözleşmelerinin hazırlanması, izin süreçlerinin yönetilmesi ve uyuşmazlıkların çözümünde profesyonel hukuki destek almak, tarafların haklarının korunması açısından önem taşır.


Kira sözleşmesi sona erdiğinde ve kiralanan tahliye edildiğinde, kiracının kiralananda bir zarara veya hasara neden olmadığı ve kira, elektrik, su, doğalgaz gibi borçlarının bulunmadığı tespit edilirse, depozitonun derhal iade edilmesi gerekir. Yasada kesin bir süre belirtilmemekle birlikte, uygulamada ve Yargıtay kararlarında “makul süre” kavramı kullanılmaktadır.

Makul süre, kiralananın durumunun kontrol edilmesi ve varsa zararların tespit edilmesi için gereken süreyi ifade eder. Bu süre, koşullara göre değişmekle birlikte genellikle birkaç günden bir aya kadar uzayabilir. Kiraya veren, kiralananın durumunu kontrol ettikten sonra herhangi bir sorun tespit etmezse, depozitoyu faizi ile birlikte iade etmelidir.

Kiraya veren, kiralananın hasarlı olduğunu veya kiracının ödemediği borçları bulunduğunu iddia ediyorsa, bu iddiaları ispat etmeli ve depozitodan kesinti yapılacak miktarı detaylı olarak açıklamalıdır. Kesintiler, gerçek zararları aşmamalı ve belgelendirilmelidir.

Depozitonun iade edilmemesi veya haksız kesintiler yapılması durumunda, kiracı yasal yollara başvurabilir. Ankara Kira Avukatı, depozitonun iadesi için gerekli hukuki işlemleri başlatabilir, ihtarname gönderebilir ve gerekirse dava açabilir. Ayrıca, depozitonun iade sürecini hızlandırmak ve sorunsuz bir şekilde tamamlamak için tahliye öncesinde bir “durum tespit tutanağı” hazırlanması ve taraflarca imzalanması faydalı olacaktır. Bu tutanak, kiralananın durumunu belgeler ve ileride doğabilecek uyuşmazlıkları önler.


Türk Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuata göre, kiraya veren (ev sahibi) aşağıdaki durumlarda kiracıyı tahliye ettirebilir:

1. Kira bedelinin ödenmemesi: Kiracının kira bedelini ödemede temerrüde düşmesi halinde, kiraya veren 30 günlük süre vererek ihtarname gönderebilir. Bu süre içinde ödeme yapılmazsa, sözleşmeyi feshedebilir ve tahliye davası açabilir.

2. Kiralananın öngörülen kullanıma aykırı kullanılması: Kiracının kiralananı sözleşmeye aykırı kullanması ve yazılı ihtara rağmen bu durumu düzeltmemesi halinde, kiraya veren sözleşmeyi feshedebilir.

3. Kiraya verenin veya ailesinin ihtiyacı: Kiraya veren, kiralananı kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişiler için konut ya da işyeri olarak kullanma ihtiyacı olduğunu ispat ederek, kira sözleşmesinin bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla tahliye davası açabilir.

4. Yeniden inşa ve imar: Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi veya değiştirilmesi gerekli olup, bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, kiraya veren sözleşmeyi feshedebilir.

5. Yeni malikin tahliye talebi: Kiralananın el değiştirmesi durumunda, yeni malik, edinme tarihinden itibaren bir ay içinde durumu kiracıya bildirmek ve kiralananı kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişiler için konut ya da işyeri olarak kullanma ihtiyacını belgelendirmek koşuluyla, edinme tarihinden itibaren altı ay içinde tahliye davası açabilir.

Her durumda, tahliye sürecinin yasal prosedürlere uygun şekilde yürütülmesi gerekir. Ankara Kira Avukatı, hem kiraya verenler için tahliye sürecinin doğru yönetilmesi, hem de kiracılar için haksız tahliye girişimlerine karşı savunma yapılması konusunda hukuki destek sağlayabilir. Tahliye davalarında usuli şartların yerine getirilmesi, sürelere uyulması ve gerekli delillerin sunulması, davanın sonucunu doğrudan etkiler.


Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesine göre, kiracı, kiraya verenin yazılı rızası olmadıkça kiralanan üzerinde değişiklik yapamaz. İzin alınarak yapılan değişiklikler, kira sözleşmesinin sona ermesi hâlinde, kiracı tarafından kiralanana zarar vermeden kaldırılabiliyorsa, kiracı bunları kaldırıp eski hâline getirmekle yükümlüdür.

Kiraya verenin izni olmadan yapılan değişiklikler, kiralananın özüne zarar vermiyorsa ve kira sözleşmesinin sona ermesi hâlinde kiralananın eski hâline getirilmesi mümkünse, kiraya veren değişikliklerin eski hâle getirilmesini isteyebilir. Kiraya veren değişikliklerin eski hâle getirilmesini istemezse, değişiklikler kiralananın değerini artırmışsa, kiraya veren uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür.

Kiracının yaptığı tadilatlar veya değişiklikler kiralananın özüne zarar veriyorsa veya kiralanandan beklenen normal kullanımı aşıyorsa, kiraya veren bu durumu sözleşmenin fesih sebebi olarak kullanabilir. Örneğin, duvarların yıkılması, bölmelerin kaldırılması, tesisatın değiştirilmesi gibi yapısal değişiklikler için mutlaka kiraya verenin izni gereklidir.

Kiralanan yerde tadilat yapmak isteyen kiracıların, öncelikle kira sözleşmesini incelemesi ve sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunup bulunmadığını kontrol etmesi gerekir. Sözleşmede açık bir hüküm yoksa, kiraya verenden yazılı izin alınmalıdır. Ankara Kira Avukatı, tadilat izni, yapılan değişikliklerin hukuki sonuçları ve tarafların hakları konusunda danışmanlık sağlayabilir. Ayrıca, tadilat nedeniyle ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde hukuki destek verebilir.


Türk Borçlar Kanunu’nun 310. maddesine göre, kiralananın mülkiyetinin el değiştirmesi durumunda, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur. Yani, “satım kirayı bozmaz” ilkesi geçerlidir. Kiralanan gayrimenkulün satılması veya miras, bağış gibi yollarla el değiştirmesi, mevcut kira sözleşmesini sona erdirmez.

Yeni malik, kiralananı edindiğinde mevcut kira sözleşmesinin tüm şartlarına uymak zorundadır. Kira bedeli, kira süresi, kiracının hakları ve yükümlülükleri aynen devam eder. Yeni malik, kira sözleşmesini kendi isteğiyle veya keyfi olarak sona erdiremez.

Ancak, yeni malik kanunda belirtilen özel şartlar altında kiracıyı tahliye ettirebilir. Türk Borçlar Kanunu’nun 351. maddesine göre, yeni malik edinme tarihinden itibaren bir ay içinde durumu kiracıya bildirmek koşuluyla, edinme tarihinden itibaren altı ay içinde açacağı bir dava ile kiralananı kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişiler için konut veya işyeri olarak kullanma ihtiyacı olduğunu belirterek kiracıyı tahliye ettirebilir. Bu durumda, yeni malikin gerçek bir ihtiyacının bulunması ve bu ihtiyacın samimi olması gerekir.

Kiralananın el değiştirmesi durumunda, kiracıların haklarının korunması ve yeni malikle ilişkilerin düzenlenmesi konusunda Ankara Kira Avukatı danışmanlık sağlayabilir. Özellikle yeni malikin tahliye talebi durumunda, talebin yasal şartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi ve kiracının haklarının korunması için hukuki destek alınması önemlidir. Benzer şekilde, yeni malik olarak kiralanan bir gayrimenkul edinenler için de, mevcut kira ilişkisinin hukuki boyutları ve tahliye imkanları konusunda avukat danışmanlığı büyük önem taşır.


Kira avukatı ücreti, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak ücret belirlenirken davanın karmaşıklığı ve niteliği, avukatın deneyimi ve uzmanlığı, tahmin edilen iş yükü, davanın süresi ve Türkiye Barolar Birliği’nin her yıl yayımladığı asgari ücret tarifesi gibi faktörler dikkate alınır.

Kira davalarında avukatlık ücreti genellikle sabit ücret, aşamalı ödeme veya davanın konusu olan miktarın belirli bir yüzdesi şeklinde belirlenebilir. Sabit ücret, davanın tamamı için belirlenen tek bir ücrettir. Aşamalı ödeme, dava sürecinin farklı aşamalarına göre belirlenen ücretleri içerir. Yüzdelik ücret ise özellikle alacak davalarında, tahsil edilecek miktarın belirli bir yüzdesi olarak hesaplanır.

Avukatınızla ilk görüşmede ücret konusunu netleştirmek ve yazılı bir anlaşma yapmak, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkları önlemek açısından önemlidir. Yazılı avukatlık sözleşmesinde, ücretin miktarı, ödeme koşulları, ek masrafların nasıl karşılanacağı gibi konuların açıkça belirtilmesi gerekir.

Avukatlık ücretinin belirlenmesinde, davanın özelliklerine ve müvekkilin beklentilerine göre farklı ücretlendirme modelleri uygulanabilir. Ankara Kira Avukatı ile yapacağınız ilk görüşmede, davanızın niteliğine en uygun ücretlendirme modelini belirlemeniz ve bu konuda şeffaf bir anlaşma yapmanız, profesyonel hukuki ilişkinin sağlıklı başlaması açısından önemlidir. Unutulmamalıdır ki, kira davalarında elde edilecek sonuç, kişinin ekonomik menfaatleri, barınma hakkı ve mülkiyet hakları üzerinde doğrudan etkili olacağından, bu alanda yeterli deneyim ve uzmanlığa sahip bir avukata yapılan yatırım, uzun vadede çok daha değerli olacaktır.

Neden Ankara Kira Avukatı?

Ankara kira uyuşmazlıklarında profesyonel hukuki destek almanın önemi yadsınamaz. Kira hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukat, uyuşmazlığın başlangıcından çözümüne kadar her aşamada müvekkilinin haklarını koruyacak, etkin bir hukuki strateji geliştirecek ve adil bir sonuca ulaşılmasını sağlayacaktır.

Her kira uyuşmazlığı kendine özgü özellikler taşıdığından, hukuki yaklaşımın da bu özelliklere göre şekillendirilmesi gerekmektedir. Ankara Kira Avukatı, müvekkilinin durumunu detaylı şekilde değerlendirerek, en uygun hukuki stratejiyi belirleyecek ve uygulayacaktır. Ankara başkent olması, gayrimenkul piyasasının çeşitliliği ve birçok adli kurumun merkezi konumunda bulunması, bu şehirde faaliyet gösteren kira avukatlarına ek avantajlar sağlamaktadır.

Kira uyuşmazlıklarında başarılı bir sonuç için erken aşamada profesyonel destek almak, haklarınızın korunması ve adil bir çözüm sürecinin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle kira sözleşmelerinin hazırlanması ve incelenmesi aşamasında alınacak hukuki danışmanlık, ileride doğabilecek birçok uyuşmazlığı önleyebilir. Bu nedenle, kira ilişkisi başlamadan önce veya bir uyuşmazlık ortaya çıkar çıkmaz, deneyimli bir kira avukatıyla iletişime geçmeniz tavsiye edilir.

Unutulmamalıdır ki, kira hukuku alanında sağlam bir teorik bilgi birikimi, zengin tecrübe ve güncel mevzuat ve içtihatlara hakimiyet, başarılı bir hukuki temsil ve danışmanlığın temel unsurlarıdır. Ankara’da faaliyet gösteren, yerel gayrimenkul piyasasına ve mahkemelerin işleyişine hakim, kira hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukatla çalışmak, bu zorlu süreçte en büyük güvenceniz olacaktır.


ankara avukat